• Çar. Ara 6th, 2023

Ödemiş’in İlk ve Tek Kültürel Çıkış Noktası!

ÖDEMİŞ’TE KATI ATIK YÖNETİMİ VE GERİ DÖNÜŞÜM

ÖZEL DÜNYA KOLEJİ ANADOLU LİSESİ VE FEN LİSESİ ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ EKİBİ KATI ATIK PROJE ÇALIŞMALARINI ÖDEMİŞ BELEDİYESİ İŞBİRLİĞİ İLE YÜRÜTÜYOR.

Sanayileşme, hızlı nüfus artışı, kentleşme, tüketim alışkanlıklarının değişmesi gibi tüm dünyada yaşanan gelişmeler; dünyada bulunan enerji, hammadde gibi doğal kaynakların kıtlığı, rasyonel kullanımı zorunlu hale getirirken çevrenin de hızlı bir şekilde kirlenmesine sebep olmaktadır. Endüstriyel üretim süreçlerinin ve nüfusa oranla daha fazla artan atık miktarının bu kirlilikte önemli bir paya sahip olduğu görülmektedir. Atık maddelerin miktarı, çeşidi ve çevreye olan etkileri tehlikeli boyutlara ulaşmaktadır . 

Her geçen gün hızla artan nüfus ve değişen yaşam standartları gerek atık hacmini gerekse de atık kompozisyonunu çeşitlendirerek kontrol ve yönetimini zorlaştırmaktadır. Katı atıkların oluşturduğu kirlilik ile buna bağlı mevcut ve potansiyel riskleri boyutunun her geçen gün artması, doğal kaynakların azalması ekonomik ve diğer nedenlerle çağımızda katı atık yönetimi gittikçe önem kazanmakta ve karmaşıklaşmaktadır. Bu nedenle atık oluşumundan yok edilmesine kadar bütün kademeleri içine alan entegre bir katı atık yönetiminin unsurları ve bunların birbirleri ile ilişkilerinin çok iyi bilinmesi zorunludur.

Atık yönetimi; toplama sistemi için toplanan atıkların yok edilmesinde, çevreye ve ekonomiye olan etkilerinin en aza indirilmesini amaçlar. Bu amaca ulaşmanın en kısa yolu ise doğal olarak atık miktarının azaltılmasıdır.

Entegre atık yönetimi, belli bir atık yönetimi hedefine yönelik olarak gerekli uygun yöntem, teknoloji ve yönetim programlarının seçilmesi ve uygulanması olarak tanımlanabilir. Entegre atık yönetimi aynı zamanda ilgili yasal mevzuatta öngörülen hususların sağlanmasını da kapsar.

Entegre Atık Yönetimi: verimli ve entegre bir katı atık yönetim sisteminin bazı özelliklerini kapsaması gerekir. Katı atık yönetimi bir yerleşim merkezinde oluşan katı atığın bileşimini oluşturan bütün maddeleri ve üretim kaynaklarını ihtiva edecek şekilde planlanmalıdır. Katı atık sisteminden sağlanabilecek ekonomik değerler geri kazanılabilir malzemelerden, komposttan ve elde edilebilecek (düzenli depolama ve anaerobik kompost) biyogazdan olan girdilerdir. Bunlardan temin edilecek gelir, piyasa şartları ve yapılacak yatırımın maliyeti ile ilgilidir. Bu sebeple planlama aşamasında ekonomik analizin çok iyi yapılması gereklidir. Katı atık yönetim sistemi, çevresel, mekansal ve atık özelliklerinde zamana bağlı olarak meydana gelebilecek çeşitli değişikliklere belirli oranda uyum sağlayabilecek esneklikte olmalıdır. Toplanacak atık miktarının büyüklüğü, planlamanın o oranda verimli olmasını sağlamaktadır. Atık oluşum miktarı ise öncelikle nüfusa bağlıdır. Bu sebeple şehir dışındaki planlamalarda daha büyük bölgesel planlamalar yapılmalıdır.

Sınırsız olan insan ihtiyaçlarının artması, doğal kaynakların daha çok tahrip edilmesi ve üretilen her ürünün nihai olarak atığa dönüşmesi nedeniyle, çevre ve insan sağlığı ciddi tehditlerle karşı karşıya kalmaktadır. AB Çevre Mevzuatı çevresel risklerin önüne geçilmesi ve sürdürülebilir bir çevre yönetiminin sağlanması maksadıyla Çevre Mevzuatını 8 alt kategoride ele almıştır. Bu sayede atıkların yönetimini en aza indirerek, doğal kaynaklara aşırı yüklenmesinin önüne geçilmesi ve üretilen atıkların mümkün olan en üst düzeyde geri kazanımının sağlanarak, atıkların ekonomiye bir girdi olarak dönüştürülmesi yani sürdürülebilir atık yönetimi, tüm dünyada öncelikli bir politika hedefi olarak amaçlanmıştır.

Katı atık yönetim sisteminin maliyetinin en önemli yüzdesini atıkların toplanması oluşturmaktadır. Bir entegre katı atık yönetim sisteminin başarısı, toplama sisteminin başarısı ile doğru orantılıdır. Çünkü katı atık yönetim sisteminin hedefe ulaşması, atıkların kaynaklarından intizamlı, sürekli ve zamanında toplanmasına bağlıdır. Ayrıca halk sistemle ilk olarak toplama bileşeni ile karşılaştığından, sistemi ona göre değerlendirmektedir. AB direktifleri ve Ulusal direktifler, geri kazanımı yaygınlaştırmayı, verimli hale getirmeyi ve düzenli depo sahalarına organik madde girdisini azaltmak için kaynağında ayrı biriktirme ve toplama yapmaya yöneltmektedir. Bu durumda toplamanın önemi daha da artmaktadır. Ülkemizde yürürlükte olan mevzuata göre Büyükşehirlerde katı atıkları toplamakla İlçe Belediyeleri sorumludur. Katı atıkların toplanması, ilçe belediyelerinin bütçelerinin önemli bir kalemini oluşturmaktadır. Ayrı toplamanın verimli ve ekonomik olarak yapılması, yerel yönetimlere bu işten gelecek maliyeti azaltmak için de çok önemlidir. Katı atıklardan geri kazanımı ekonomik olarak azami yapmanın birinci şartı, ayrı toplamadır. Kaynağında ayrı toplamada geri kazanılabilir atıklarla diğer atıklar ayrı kaplarda biriktirilir ve toplanır.

Geri dönüşüm/kazanım miktarı entegre katı atık sisteminin verimini gösteren en önemli parametrelerdir. Katı atıkları geri kazanma oranı, geri kazanım hedeflerinin doğru konulmasına ve bu hedeflere uygun sistemin oluşturulmasına bağlıdır. Geri kazanım programında her şeyden önce hedeflerin belirlenmesi gerekir. Bu hedefleri ortaya koyarken gerçekçi olunmalıdır. Geri kazanımın hedefleri şu şekilde özetlenebilir:

· kaynak koruma,

· çevre koruma,

· enerji kazanımı,

· yer tasarrufu.

Evsel nitelikli katı atıkların önemli bir yüzdesini oluşturan ambalaj atıklarının geri dönüşünün sağlanması maksadıyla gerek AB direktifinden gerekse de Ambalaj atığı kontrol direktifinde belirli hedefler verilmiştir. AB Ambalaj Atıkları Direktifinde somut olarak verilen geri dönüşüm/kazanım hedefleri aşağıda verilmektedir.

Geri Dönüşüm %55-80 Genel Geri Kazanım >60 Katı atık içindeki değerlendirilebilir bileşenler, hangi yöntemlerle geri kazanılacak olursa olsun, bu atıkların düzenli ve ekonomik bir şekilde toplanması gerekir. Geri kazanılabilir atıkların toplanmasında iki temel yöntem uygulanmaktadır: Tüketiciye getirtme, tüketiciden alma ;

“Getirtme‟ yöntemi, toplayıcı açısından pasif bir yöntemdir ve ağırlıklı olarak tüketici etkinliğine dayanır. Kişiler atıklarını, toplama kumbaralarına veya ayırma/işleme merkezlerine götürürler. Tüketiciler bu işi gönüllü olarak, belirli bir bedel, bazı kolaylıklar veya muafiyetler karşılığı yapabilirler. Bu metodun verimi, kişilerin çevre bilinci ile doğru orantılıdır. Depozito sistemi de bir çeşit “getirtme‟ yöntemidir. Depozito sisteminde ambalajı götürmeyen kişiye depozito bedeli kadar dolaylı yoldan ceza verilmiş olmaktadır. Toplayıcı açısından aktif bir sistem olan kaynağından “alma” veya “toplama” yönteminde, ayrı biriktirilen atıklar yerel yönetim veya yetkilendirilmiş kuruluş tarafından toplanır. Ayrı toplamada kullanılan araçlar genellikle sıkıştırmasız ve çok gözlü araçlardır. Bu iş için, tahsis edilmiş özel araç ve personel gerekmektedir. Kaynağında ayrı toplama, getirtme yöntemine göre daha yaygındır.

Ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanmasında dünyada en yaygın uygulama kaynağında ayrı biriktirme ve toplamadır. Atıkların toplanması yerel yönetim veya yetkili kurum veya kuruluşlarca gerçekleştirilebilmektedir. Bu uygulamada kaynağında ayrı biriktirme genellikle üç kapla yapılmaktadır. Geri kazanılabilir atıklar için iki kap bulunur; birisine kağıt-karton türü atıklar, ikinci kapa ise diğer ambalaj atıkları (cam, plastik, alüminyum, metal v.s.) konur. Bu metotta, ayrı kaplarda biriktirilen geri kazanılabilir atıklar, uygun araçlarla belirli periyodlarla toplanır.

Organik atıklar, katı atık muhtevasında en önemli yüzdeyi oluşturan atıklardır. Bu atıkların kaynağında ayrı toplanması, bu atıklardan elde edilen gerek kompost gerek biyometanizasyon gibi biyolojik varlığın yönetiminde önemli rol oynamaktadır. Bugün dünya geneline baktığımızda sayısız kompost tesisinin var olduğunu görmekteyiz. Kompost tesisinde üretilen ürün kalitesi, tesisin işletme koşulları ve sistemin verimliliğinin yanı sıra tesise giren atığın kompozisyonuna bağlı olarak değiştiği bilinen bir gerçektir. Giren atığın plastik, cam, metal gibi ürünleri içermesi kompostun kalitesini düşürmektedir.

Bugün gelişmiş ülkeler kompostu, organik maddeleri dahi ayırarak yapma eğilimindedirler. Özellikle mutfak atıkları ve bahçe atıklarının birbirine karışmadan kompostlaştırma çalışmaları devam etmektedir. Organik atıkların ayrı toplanması organik atıkların değerlendirilmesinde kullanılan diğer bir sistem olan biyometanizasyonda da önemlidir. Bu sistemde salt organik madde girdisi sağlanarak biyogaz elde edilmesi amaçlanır. Bu vesileyle organik maddenin bozulmasını ve doğal mikrobiyal parçalanmanı engelleyecek yabancı materyaller istenmemektedir.

                                                                                       Transfer istasyonları katı atık yönetiminde önemli rol oynamakta, katı atık taşıma hizmetini verimli ve efektif hale getirmektedir. Transfer istasyonları, katı atıkların toplanması ile atıkların bertaraf edilecekleri tesislere ulaştırılması arasında basamak görevi görürler. Toplama araçları ile istasyonlara getirilen evsel ve evsel nitelikli endüstriyel katı atıklar, daha büyük hacimli araçlara yüklenerek bertaraf tesislerine taşınırlar. Transfer istasyonlarına ihtiyaç duyulmasının en önemli sebeplerinden biri atıkların bertaraf tesislerine taşıma maliyetinin azaltılmasıdır.

                                                                                               Transfer istasyonlarının farklı şekillerde dizayn edilip işletilmesi mümkündür fakat genelde kullanılan metot, atıkların sıkıştırılıp hacimlerinin azaltılmasını içermektedir. Böylece katı atık yönetiminde maliyeti en yüksek taşıma işlemi daha ekonomik hale gelmektedir. Bununla birlikte transfer istasyonları sayesinde özellikle uzak mesafelerdeki yerleşim birimlerinde taşıma için harcanan zamandan tasarruf edilerek bu zaman toplama işlemlerine yönlendirilebilmektedir.

Belirli oranda cıva, kadmiyum ve kurşun içeren bu atıkların yeniden kullanımı ve kontrollü şekilde depolanması gerekmektedir. Bu tür atıkların evsel atıklardan ayrı toplanmasının nedeni depolama alanlarındaki ve yakma tesislerindeki ağır metal miktarını azaltmaktır. Akümülatör ve pillerin kontrollü şekilde yönetilmesi maksadıyla AB Komisyonu 18.03.1991 tarihinde Akümülatör ve Piller Direktifini ( 91/157/EEC) yayımlamıştır. Ülkemizde ise bu atıkların yönetimine ilişkin mevzuat olan Atık Pil ve Akümülatörlerin Kontrolü Yönetmeliği 31.08.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Sağlık kuruluşlarından kaynaklanan tıbbi atıkların halk sağlığına ve çevreye zarar vermeden ayrı olarak toplanması, depolanması, taşınması ve nihai olarak bertaraf edilmesi gerekmektedir. Tıbbi atıkların en önemli mahzuru, bulaşıcı hastalıkların yayılmasında önemli bir etken olmasıdır. Hastane, klinik ve diğer sağlık kuruluşlarına ait tıbbi atıklarının standart poşetlerde ayrı toplanması kesin olarak sağlanmalıdır. Standartlara uygun poşet kullanmayan veya tıbbi atıklarını diğer atıklarla birlikte toplayan kuruluşlara çeşitli cezai müeyyideler uygulanmalıdır.

Yaşanan hızlı nüfus artışı, plansız sanayileşme, sağlıksız kentleşme ve altyapı sorunları Ödemiş ilçesinde de önemli çevre sorunlarına sebep olmaktadır. Bu sorunların çözüme kavuşturulması gerektiği düşüncesiyle Dünya Koleji ÇGS (Çevrenin Genç Sözcüleri) olarak bölgemizde katı atık ve geri dönüşüm konusunda meydana gelen sorunları araştırmak ilk hedefimiz olmuştur. Ödemiş Belediyesi yetkilileri ile görüşmeler planlayarak uygulanan ve uygulanması planlanan projeler hakkında bilgiler elde ettik ve bu sayede araştırmalarımıza adım atmış olduk. İlçemizde katı atık konusunda planlanan en önemli proje Avrupa’nın en büyük katı atık tesisi aktif hale gelmesiydi. Bu gelişmenin neticesinde bizde, katı atık sisteminin Ödemiş’te nasıl işler hale geleceği konusunda çalışmalarımızı yoğunlaştırdık.

Son teknoloji yöntemlerinin kullanılacağı bu tesis ile Küçük Menderes havzası olarak adlandırdığımız yedi ilçede ortaya çıkan katı atıklar ayrıştırılıp ambalaj atıkları geri dönüşüm sanayisine hammadde olacaktır. Organik atıklardan ise elektrik enerjisi ve gübre üretilecek, tam kapasiteye ulaştığında 100 bin konutun elektrik enerji ihtiyacını karşılayacaktır. Ödemiş’te atık su arıtma tesislerinin güneyindeki 50 bin 247 metrekarelik alanda inşaatı devam eden tesiste, ilk etapta günlük maksimum 750 ton katı atık işlenmesi planlanmaktadır. Kademeli olarak sağlanacak artışla günlük maksimum 1200 ton katı atık işlenmesi hedefleniyor ve tamamen kapalı olarak planlanan tesiste mekanik ayırma, biyometanizasyon üniteleri, kompost üretim, elektrik enerjisi üretim üniteleri bulunuyor.

Katı atık yönetiminin disiplinler arası bir çalışma ve uygulamaya yönelik olduğunu ve birimlerin eşgüdümlü çalışması için de konuyla ilgili tüm faktörlerin işbirliği içinde olması gerektiğini göstermektedir. Çevre bilincinin oluşması, katı atık yönetiminin temel ilkesi olan geri kazanımın yaygınlaşması için gerekli olan ilk şart olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bilincin oluşması için belediyelere de önemli görevler düşmektedir. Sivil toplum örgütlerinin de yardımıyla gerçekleşecek olan çalışmalar yönetime katılımı arttırarak, katı atıkların toplanması, ayrıştırılması gibi konularda bilinçlenme düzeyini arttıracaktır. Bununla birlikte kaynakların etkin kullanımı ve sürdürülebilir çevre anlayışı gelişmiş olacaktır.

Yerel yönetimler; tüm kaynakların verimli kullanılması, atık sürecine uyma ile olabilecek minimum atıkların üretimi ve ayrıştırılmasının temini, geri dönüşümü gibi hususlarda toplum bilincinin arttırılmasında öncülük etmelidirler. Ambalaj atık geri dönüşüm sektörünün geliştirilebilmesi için atık yönetimi stratejilerinin, özel sektöre teşvik ve destek vererek güçlendirilmesi hızlandırılmalıdır. Benzer konuda çalışma yapacak araştırmacılar daha fazla kriter belirleyerek ve karar verme yetkililerine ulaşarak çalışmanın kapsamını geliştirilebilirler.

Katı atık tesisi sisteminin işler hale gelmesi için atıkların toplanıp tesise akışı sağlanması gerekmektedir. Bu uygulamaya yönelik bilincin ilk olarak okullarda ve ailede başlaması gerektiği bir gerçektir. Biz de Çevrenin Genç Sözcüleri olarak okulumuzda bilinçlendirme çalışmaları başlatıp bu çalışmaları ilçe genelinde yaygınlaştırmanın insanlarda katı atık yönetimi bilincini oluşturması bakımından doğru bir yöntem olacağını düşünüyoruz. Bu sayede değerlendirilebilir atıkların geri kazanımının hem ekonomi hem de çevre açısından yararlı olduğu, çöp atık depolama alanlarına gömülmek yerine ikincil hammadde olarak değerlendirilebileceğini göstermek ve farkındalık yaratmak açısından yapılacak bu araştırmalarla ortaya konulması gerekmektedir.

HAZIRLAYANLAR

Öğrenciler: Batuhan Ali KIVRAK, Berke BİÇER, Nuray YAŞAR, İrem Su TAYLAN, Nisa ÇİYANKÖYLÜ, Elif SEZER, Yaren DÜNDAR, Altay ÇOBANOĞLU

DANIŞMAN

Uğur ZERDALİ

By admin