• Çar. Ara 6th, 2023

Ödemiş’in İlk ve Tek Kültürel Çıkış Noktası!

AL TEKNOLOJİNİ VER İNSANLIĞINI!

Byadmin

Tem 8, 2021

Bugün çok farklı konulara değineceğiz; insanların vefasızlık, nankörlük, bencillik, egoları yüzünden aslında kolay yaşayabilecekleri bir hayatı nasıl rezil ettiklerini- teknolojinin insanlığın elinde nasıl yön değiştirdiğini- duruşun, saygınlığın, samimiyetin kaybedenler kulübünün en başındakiler gibi neden algılandığını anlatmak istiyorum.

Değişen DNA:

Pandemi bize sık sık unuttuğumuz ancak hayatın tek gerçeği olan ÖLÜMÜN ummadığımız anda yanıbaşımızda olduğunu maalesef ki hatırlatmıştır. Gördük ki, insan hayatı o kadar da uzun değilmiş.  Birbirimizi kırmanın, üzmenin, para hırsının, gönül hırsızlığının, yalanların ve bu tarz duyguların hiçbirinin sonu olmadığını da daha net fark ettik.

İnsan hayatını kökünden etkileyen, DNA’sını bozan ve dolayısı ile insanları ister istemez yalnızlaştıran bir yere doğru gidiyoruz. Yarım yüzyıldır bu evrendeyim, ilişkilerin bu kadar kötü olduğu, nezaketin olmadığı, saygınlığa kıymet verilmediği, saygının ve paylaşmanın değer bulmadığı kötü bir zaman daha görmedim. En fenası da bunlardan utanılması gerekirken ar duygusunun artık çoğu insanda yok olmasıdır.

Bencillik, ego sizi başarılı ve istediğiniz her neyse oraya taşımaz. Taşımış gibi görünse de koca bir balondan ibaret olup, bir gün biri çıkar ve iğnenin sana değmesiyle onca tafran yerle yeksan olur.

Umman Deniz; Teknoloji.

Geçenlerde bir arkadaş grubumuzla bir yerde oturmuş, bir şeyler yiyoruz. Sohbetimiz esnasında konu yeni nesil ve teknolojiye geldi.

Ben uzun zamandır şunu savunuyorum; gençler muazzam bir teknoloji dünyasındalar ve isterlerse bu kapının daha da derinine doğru yolculuk yapabilme imkânları da mevcut. Merak ettikleri her şey, hayalleri, hedefleri ve daha birçok şeyi rahatlıkla bir tuşla görebilir, çalışmalarına emsalleri görebilirler. Yeter ki İSTESİNLER!

Buna rağmen çoğu gencimiz değerlerden uzaklar. Çünkü artık gündemde olan ne kadar görgülü, nezaketli, kültürlü olduğun değil, tiktok’ta ne kadar izlendiğin, sosyal ağlarda ne kadar beğenildiğin, ne kadar gösterişli bir hayata sahip olduğun gibi şişirme ve sahte bir çarkın içine çekildiler.

Sanki Evren bize “ben size teknoloji veririm ama insanlığınızı da alırım” der gibi yani “al teknolojini ver insanlığını” demişçesine sonuçlar yaşıyoruz. 

Teknolojiyi, ellerinde ki imkânları kendilerini geliştirmek, değiştirmek toplumsal fayda sağlamak adına kullanan yüzlerce gencimiz, insanımız var elbette. Onların hepsinin gözlerinden öperim. Tek çıkış yolumuz Eğitim ve Bilim.

Hala bir duruşumuzun olması kanaatindeyim.

Hayat öyle bir durum getirmiş ki önümüze; beğenilmek en birinci arzumuz olmuş. Takipçiler, beğeniler, karakterin önüne geçen şekilcilik furyasına kaptırmışız kendimizi. Elbette ki insanlar eğlenecekler, yaşadıkları bu anların tekrarı olmadığı bilinciyle tadına varmaya çalışacaklar.  Lakin saygın olmaktan, samimi olmaktan, dürüst davranmaktan uzaklaşıldığında işte şu anda yaşadığımız toplum dejenerasyonunu yaşamamızın önüne geçmek mümkün değildir.

Nezaket ve insana saygı elle sayılacak kadar az insanda kalmış. Artık buna üzülmenin bir manası yok. Çözüm bulmalı. Ortak çözümler ve toplumu kaliteleştiren çalışmalara imza atılmalı.

Beğenilir olmak isteyenin arka planına bakmak lazım; aileden mi, eşinden mi, sevgiliden mi mahrum?, Neye ihtiyaçları var? Biraz görünür olmaya mı? Biraz fark edilmeye mi? Takdir görmeye mi? daha birçok nedenleri olabilir elbette. Acı tarafı çoğunluğun bunları bilgileri, adapları, kültürleri ile yapma ihtiyacı bile duymamaları. Kötü bir yere doğru gidiyoruz.

İnsanlığımızı sadece bu duygularla kaybetmiyoruz; aslında ekonomik yönden, eğitim, din, ahlak yönünden, dinlemek, paylaşmak, anlamaya çalışmak, saygı yönünden de bütün değerlerimizi kaybetmeye başladık.

Dostluklar yüzeysel, çıkarlar çeliştiğinde en kötüsü sen, çıkarına destek olduğunda en iyi sen olmanla birlikte, düşmanımın düşmanı benim dostumdur tezinden hareket edenlerin arttığı bu zamanda kime güvenileceği, kime dost denileceği, kiminle mesai harcanacağı içler acısı.

Ben yüzyıllardır (!) nezaketten, saygınlıktan, emekçinin hakkını korumaktan, adil davranmaya çalışmaktan asla zarar görmedim. Samimiyetsiz kim varsa da uzak tutmuşumdur. Zira güvenilir olmak alınan bir şey değil verilen bir şeydir. Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim hesabı. Sahteliklere kapımı açmak yerine yüreğimdeki iyi insanlarla yaşamayı yeğliyorum.

Evladınıza, eşinize, dostunuza sizi tanıyan herkese bıraktığınız onur, saygınlık ve güvenin yerini hiçbir maddi değer dolduramaz. 

Başkaları maddi yönden çoğalabilirler, belki doğrusu da budur bilemiyorum. Ancak ben daha çok insan biriktirmeyi sevenlerdenim. 

By admin